Göç bir ülkede nüfus politikaları ile yakından ilgili bir olgudur. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir imparatorluk mirasçısı olarak yoğunlukla dinen Müslüman ve Türk soylu nüfusu barındırmaktaydı. Türkiye devleti, hem 1923 öncesi hem de sonrası, Anadolu sahasında farklı dini ve mezhebi grupları da emperyal kalıt olarak saklarken çekildiği topraklardan ve savaş sonu antlaşmalarına bağlı olarak göç yoluyla gelen yeni kitleleri bünyesinde kabul etti.Dini farklılıklar Osmanlı’dan Cumhuriyet’e gittikçe azalmakta, Anadolu’dan gidenlerin ekseriyeti Hristiyan nüfus (Karamanlı Ortodoks Türk Cemaati de dahil olmak üzere), gelenler ise Türk ağırlıklı Müslüman nüfustan oluşmaktaydı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren, hükümetler, izledikleri refah ve kalkınma politikalarında eksik nüfus problemi ile karşı karşıya kaldı. Bu problemi çözmek üzere uygulamaya konulan nüfus politikaları çerçevesinde alınan tedbirlerin yanı sıra tarihi coğrafya ve diğer ülkelerden gelecek belli niteliklere sahip göçmenlerin kabulü de nüfus artışı için teşvik edilen bir siyaset oldu. Bu şekilde Müslüman unsurların Anadolu’daki toplumsal ve ekonomik yapısına olumlu katkılar yapacağı, bu yeni nüfusun üretkenliği arttıracağı ve Türk kültürüne uyum sağlayacakları düşünüldü. Bu çalışmada Cumhuriyet döneminde ortaya konulan nüfus politikalarına eklemli olarak seyreden ve uygulanan göç politikalarının işleyişi, yönetici siyasi elitin ve aydınların göç ve göçmenlere bakışları, Cumhuriyet devri devlet siyasi arşiv belgeleri ve ilgili göç lüteratürü ışığında ele alındı.
Yazar: Doç. Dr. Seyfi Yıldırım
YILDIRIM, S.(2016).”Cumhuriyet Dönemi Göç Politikaları Çerçevesinde Göç ve Göç Politikaları (1921-1960)“.HÜTAD Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştımaları Dergisi. (bahar), Sayı:24, s: 273-301.
Makaleye Erişim İçin Tıklayınız